Huzur(suz)(lu) Yaşam
- Ergün Yavuz
- 4 Ağu 2016
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 4 Eki 2018

İnsanlar neden hüzünlüdür bunu hiç düşündünüz mü? Onları bu kadar birbirine yakınlaştıran bu yer onların yüzlerini güldürürken sadece bu zaman kaybının içinde oyalıyordu, farkında değildiler, mutlulukları anlıktı, onları bu kadar küçük görmemin birçok sebebi var, ben en gerçekçi olanı seçtim. Çocukluğunda anne ve babasıyla gittiği günlerin özlemini çekiyordu, çünkü mutluluğu ıslak minik ayaklarıyla çiğnediği kumla bütünleşiyordu, zamanın onu bu denli farklı bir boyuta taşıyacağını düşünmemişti, etrafta şık kırmızı gömleği, İtalyan gözlüğü ve bronzlaşmış teniyle dürbünlü mutlu bir adam dolaşmaktaydı, kendi çelişkilerini yok etmek için onlardan kaçıyordu, aslında kendinden kaçtığını biliyordu. Burasının insanları eşitleyen bir yer olduğunu unutmamıştı, herkes çıplaktı, aralarındaki farkı anlamasını sağlayacak bir şey olmadığı fikrinden hoşlanmıyordu, insanların gözlerinin içindeki sıcak gülümsemeyi görmemezlikten gelemediğini fark etti, ailelerin karpuzu denize atıp yemeleri, şezlong yerine kuma serilen havluların aciz samimiyeti ve beyaz iç çamaşırıyla denize girip bin bir renk olarak değişen ruh hallerini gördükçe sorunun kendinde olduğu fikri ağırlaşıyordu. Top oynayan gençlerin heyecanına ortak olmak geliyordu içinden, âmâ onu durduran şeyin içinde bulunduğu ‘varlık ’okyanusu olduğunu unutmuştu. Denizin kaldırma kuvvetini kullanarak bununla baş etmeyi tercih etmişti, herkesten en ileride ve en derin sularda yüzen kişiydi. Derinlerde yüzen kişiler derinliği artırarak kendi sığı yalnızlıklarını yok etmeye çalışan zavallılardır. İnsanları ‘küçük ’görmesi bundan olabilir miydi? Mutluluk denilen oyunun kendisini neden bu kadar erken terk ettiğini bilmiyordu, bunu çözümlemek için buraya gelmişti, etrafı gözlemlerken onların mutluluklarına ortak oluyor, sofralarına oturuyordu, buraya neden geldiğini unutmuştu, aslında o hiç burada değildi, evinde televizyon karşısında halk plajı haberlerini izleyen ve bunu yaparken viskisini yudumlayan fularlı bir kişiydi, bu durumların yaşandığı bir coğrafyada bulunduğu için memleketinden nefret eden bir adamdı.
İnsanlar neden bu kadar hüzünlüdür bunu hiç düşündünüz mü? Gerçeklik çocukluğumuzda oluşur ve büyüdükçe gerçekleşmeyen hayatın bize kazık attığını düşünerek onu suçlarız ve küçülmeye devam ederiz, büyümek istemeyiz, bütün kayboluşlarımızın sebebinin küçüklük ve büyüklük arasındaki çelişkilerden olduğunu anlamak için yeni bir çocukluk süreci geçirmeyeceğinizi hatırlatmak isterim.
Denizin en ilerisinde olanlar bu kişilerdir, yalnızlıklarını derinliği artırarak yok etmeye casilisirlar,çocukluğunda anne ve babasının hafta sonu plajlara gitmesini özlüyorlardır için icin,insanları içine ayrım gözetmeden alan bu yer güneşi hiç bir zaman tepeden görmez, güneş yüzünü ona ekşiterek gösterir,insanların bu mutluluğunun sebebi neydi, insanların bu kadar küçük görünmesini anlamıyordum neden bu denli kalabalık ve yığın halindeler.. 08/04/2016/İSTANBUL
Comments