top of page

Kırmızı Tozlu Bina

  • Yazarın fotoğrafı: Ergün Yavuz
    Ergün Yavuz
  • 15 Tem 2016
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 29 Eyl 2018

Gün ağarmadan önce, tanrının gizli çanı, güneşi uyandırmaktan çekindiği için, kendi baltasını bu binanın içindekileri uyandırıp törpüler. Ardından evrene göz kırparak montajsız filmini başlatır. Yıldızların umarsızca aydınlattığı bir evin görüntüsünü buranın eskimiş çatısında görmek mümkündür. Her tarafından hava alan bina, içinde yaşayanlara muhteşem bir özgürlük hissi haykırır. Burada yaşayan herkes, tanrının kabul görmez adaleti sayesinde, birbirleriyle iyi geçinmek zorunda olduklarına inanmışlardır. Dört katlı bir yapının en derinlerinde, kullanılmayan ve unutulan tozlu boş raflarda yaşanmışlıkları görebilirsiniz. Dökülmüş betonları, eskimiş ve kabarmış boyasıyla, kendini mahcup bir kadın gibi insanlığa sunan bu binanın içinde, kendi düğününden kaçacak bir gelinin cesaret ışıltısı rahatça hissedilir Eskiden bir devlet dairesi için kullanıldığından, içindeki koku hala kurumsallığın o bunaltıcı zehrini taşımaktadır. Ve o sıkıcı hava burada yaşayan evsiz barksız kişilerin de üzerine sinmiştir. Yalnızlığa mahkûm edilmişliğiyle, istediğini alamayan küçük bir çocuğun naif ruhunu taşır bu taş yığını. İnsanların bir yeri terk etmesinin nedeni, oranın eskidiğini düşünmeleridir. Burası da kendini tüketmiştir, ilgi çekmeyen her şeyi silip atmak insanlığın vazgeçilmezlerindedir. Buldozer darbelerini almadan önce, kendiyle iç hesaplaşmasını yapacak bir askerin disipliniyle, dimdik durmaya çalışır. Kafasına sıkacağı son mermi için doğru zamanı bekliyor gibidir. Kader denilen ezber bozucunun zincirlerini omuzlarında hisseder bu yapi. Terkedilmiş bir beton yığını olmaktan fazlasını taşıyordur içinde. Gün aydınlandığında soğuk gri duvarlarıyla insanlığı itiveren bu yapı, akşamın karanlığında yerini savunmasız bir insanın mülayimliğine dönüştürüverir. Zaman, insanlığa gönderilmiş bir günah çıkarıcı gibidir.

İnsanlık kendine ait olan tüm hazinelerini gömer ve onlar için gerçek olmayan haritalar oluşturup, onları kimsenin bulmaması için ellerinden geleni yapar. Bu bina insanlığın unutmak zorunda bırakıldığı bir binadır ve yakında tarih olacaktır.

Asıl yıkımın insansızlık olduğu fikriyle kendini sürekli yenileyen bu ihtiyar delikanlı yapının, tek zaafı karanlıktan korktuğu için, gece gözleri acık uyuyan bir balık ruhunun ürkekliğini taşımasıdır. Ve yakında sudan çıktığı için oksijen fazlalığından ölen bir bir balığın cesaretiyle ölüme uyur. 15.07.2016/ISTANBUL

コメント


Yazı: Blog2_Post

©2018 by Ergün Yavuz. Proudly created with Wix.com

bottom of page