top of page

Değer Yargısı=Para

  • Yazarın fotoğrafı: Ergün Yavuz
    Ergün Yavuz
  • 4 Nis 2016
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 7 Kas 2018

Yoksul hayatımda, değerlerimle kendimi tamamlayan bir adamım. Yaklaşık on yıldır bir fabrikada usta olarak çalışmaktayım. Canımdan çok sevdiğim bir oğlum var. Annesi onu doğururken öldüğü için yeniden evlenmedim. Oğlumun gecen sene başına gelen ve çaresiz görünen hastalıktan sonra acil yapılması gereken bir şeyler vardır diye etrafımdaki her şeye haber bıraktım. Kanda kendini temizlediği için sürekli kanı zehirleme durumu var sürekli kontrol altında tutulması gerekiyor. Beyninde ve omuriliklerinde değiştirilmesi ve tedavi edilmesi gereken bölümler olduğunu söylediler. Bu doktorların dillerinden anlamıyorum, âmâ durum kötü görünüyor, oğluma yardım edemeyecek kadar çaresizim. Okulda bayıldığı için beni aradılar, okula gittiğimde rengi sararmıştı. Uygun işlemler için bir nakil gerekebilirdi ve bunun için gazeteye bir ilan vermem önerildi. Bu süreçten dolayı üç dört gün koşturmam gerekti ve işe gidemedim, Kemal’i eve getirdik ve dinlenmesi için dua ettik. Çalışmaya devam etmem gerekiyordu. Diğer gün işe gittiğimde ustabaşı ve müdür bana hak etmediğim bir şekilde davrandılar ve hiç hak etmediğim şekilde davrandılar. Kan beynime sıçradı ama yine de evde bakmam gereken bir oğlum olduğu için sabır edip sineye çekerek geçiştirdim. Oğlumun içinde bulunduğu zor durumu yardım edeceğini düşündüğüm birisine anlatıp yardım istemeliydim, Kemal’in her gecen gün gözlerimin içine bakarak eriyordu. Dayanamayıp bu durumu müdüre anlattım. Bu durum için yapacak bir şeylerinin olmadığını söyleyerek beni geçiştirdi. Oysaki yapılacak bir şeyler olmalıydı. Çok çaresizdim. Yıllardır babamdan kalan fabrikaya işletiyorum. Güç, para, cesaret, şan gibi kavramlar benim için anlamını çoktan yitirmiş içi boş yaftalanmış şeylerdir. Herkes tarafından dertsiz bir adam olarak görülüyorum, oysaki beni bu dünyaya bağlayan tek oğlumun sağlık sorunları var ve ben tüm bunlara rağmen oğlumu iyileştiremeyecek kadar caresizim.Bunun üzerine eşiminde üzüntüsünü paylaşmak kalınca kendimi çok aciz hissediyorum. Oğlum için gereken organı bulmak için tüm dünya gazetelerine ve organ nakil merkezlerine gerekli haberler yaklaşık 5 yıldır düzenli aralıklarla güncellenerek iletiyor. Âmâ sonuç yok. Oğlumun yatağında hareketsiz yatarak bir kalp ritim cihazının çıldırtıcı sesini duydukça kendi kendime lanetler okuyorum. Babam çok zengin bir adam, bana gösterdiği sevgi konusunda, onu anlıyorum elinden bir şey gelmediği için ben hale bu durumdayım, babamı suçlamıyorum. Artık hareket edemeyecek kadar yorgunum. Zamanımı sadece uyuyarak geçiriyorum. Benim için gereken organ bir kalp. Gönüllü olarak birisi bana kalp vermediği için sürece bu yataktan kalkmam imkânsız. Hergün eriyorum, bu yataktan kalkmak istiyorum. Patronun karşısına çıkmaya karar verdim, oğlumun hasta olduğunu söyleyerek yardımı ilk ağızdan almak istedim, karşılığında her şeyi yapmaya hazırım diyerek patronla görüştüm. Bana yardımını esirgemedi ve oğlumun iyileşmesi için elinden gelen her şeyi yaptı, bunun sonucunda oğlumun ziyaretine geldiğinde kendi oğlu için uygun kalbi benim taşıdığım bilgisine ulaştık. Hastanede muhteşem bir heyecan oldu ve bana senin oğlun için yaptığım her şeyi biliyorsun, karşılık bekleyerek yapmadım ve senden kendi oğlumun yaşaması için gereken organı yani kalbini isteyemem diye devam etti. Kalbimi ona verirsem oğluma bakma sözü ve kendi nüfusuna geçirme sözü vererek cömertçe bir teklifte bulundu. Bu cömertlikten bir aptallığa dönüşmemeliydi. Benim için yaşamın bir manası yoktu, oğlum sağlıklı bir şekilde yaşamalıydı ki öyle de oldu. Kalbimi vermeden önce oğlumla sarıldığım günü unutamam. Oğlumla dolu dolu bir ay geçirdikten sonra kemalin bana bakışlarını unutamam. Gazetelerde’yaşaman için yaşamımdan vazgeciyorum’şeklinde benim ağzımdan bir manşet yayınlandı ve hikâyem yayınlandı. Hayat acımasızdır. Dünya güzelliklerini yaşatmak karşılığında, binlerce kalbin ağaçlar gibi yerlerinden sökülmesini isteyecek kadar açgözlü bir yerdir. Hayat bize her şeyi bu kadar kısıtlı veriyorken, bizim cömert olmamızı beklemeyecek kadar cebir bilmesini arzulardım.

04-04/2016/ISTANBUL


Comentarios


Yazı: Blog2_Post

©2018 by Ergün Yavuz. Proudly created with Wix.com

bottom of page